"Hikayeleşen Kareler, Fotoğraflanan Cümleler"
Kasabımızda; Barış Manço Parkı’nın sağ tarafındaki sokakta, eski eşyalarınızı, duvarlarınızı, objelerinizi nasıl hayâl ediyorsanız o hale dönüştürme kabiliyetine sahip, iki kişiye ait bir atölye var dört aydan bu yana… Her ikisi de yurtdışında doğup büyümüş, güler yüzlü, tatlı dilli, üretken, yaratıcı iki genç hanıma, Nigar Köse ve Merve Z. Göleli’ye ait Hayâl Atölyem.




Nigar Hanım Almanya’da, Merve Hanım Hollanda’da doğup büyümüş. Sonrasında ailelerinin Türkiye’ye dönüş kararıyla Burhaniye’ye yerleşmişler. Nigar Hanım 6, Merve Hanım 7 yıldır burada yaşıyor. Nigar hanım evli ve iki çocuk sahibi, Merve hanım henüz çok genç ve bekâr… Tesadüfen tanışmışlar ve boş durmayalım bir şeyler yapalım demişler.


Bir buçuk yıl kadar Halk Eğitim’in Asuman Papuçcuoğlu yönetiminde açtığı ahşap boyama kursuna devam etmişler. Nigar hanım Almanya’da yaşadığı yıllarda da boyama konusuna meraklıymış. Ama bunu ticari bir iş haline getirmemiş o zamanlar. Sonrasında kurs kapatılmış. Boyaları ve fırçalarıyla evde ellerine ne geçerse boyamaya başlamışlar. Zaman içinde yaptıklarını görenler, kendilerine ait bir şeyleri de boyamalarını istemeye başlamış onlardan. Bunun üzerine bir şimşek çakmış kafalarında. Biz bunu niye işe dönüştürmüyoruz diye. Velhasıl kendi deyimleriyle hobilerini işe dönüştürmüşler ve Hayâl Atölyem böyle doğmuş.
Bir hayalleri daha var yakında faaliyete geçirecekleri… Nigar hanım şöyle diyor bu konuda: “Kendim de çocuk sahibi olduğum için biliyorum. Burhaniye’de çocuğunla birlikte yapabileceğin fazla bir etkinlik yok. Ya sahile gideceksin ya da çocuk parkına… Bir de çocuğunuzu bir takım kurslara götürebilirsiniz ama bu da birlikte yapabileceğiniz bir faaliyet değil. Bu eksikliği fark ettiğimiz için aklımıza geldi Anne Çocuk Etkinliği.” Merve Hanım açıklıyor: “Anneler çocuklarıyla birlikte bizim atölyemize gelecekler. Boyalar ve fırçalarla hep birlikte hayallerini dökecekler ortaya.”













İşi kurmalarının ekonomik koşullarıyla ilgili, “Ailelerimizden destek alabiliriz maddi konuda ama bunu istemiyoruz. Kendimiz sermayemizi yaptığımız işlerle yaratıp oradan devam etmek istiyoruz,” diyorlar. Gülerek, “Hiçbir şeye acelemiz yok, her şeyden önce yaptığımız işi çok seviyoruz,” diye ekliyorlar. Öylesine bülbüller gibi şakıyorlar ki bunları anlatırken, biri konuşurken sözü diğeri alıyor, sonra ötekisi geri alıyor. Büyük bir coşkuyla dillendiriyorlar atölyelerine dair duygularını. İnsan onların bu heyecanından sebepleniyor, mutlu oluyor doğrusu.
Onlara gelen yenilenmesi istenen mobilyanın sadece boyanmasıyla da ilgilenmiyorlar. Ufak tefek tamir ihtiyaçlarını kendileri atölyelerinde hallediyor, daha büyük işler için anlaştıkları bir marangozla birlikte çalışıyorlar. Yani kısacası evinizde bir ayağı kırık bir masanız ya da menteşeleri bozulmuş bir dolabınız ve buna benzer atmaya kıyamadığınız ama kullanamadığınız mobilyalarınız varsa, adres Hayal Atölyem… İstediğiniz renk ve ahenkte üstelik tamir edilmiş olarak geri alacağınıza kesin gözüyle bakabilirsiniz.








Gözlerimizin önünde muhteşem ama her yanı dökülen bir tavla sehpayı öylesine bambaşka hale getirdiler ki, bakmaya doyamadık. Hani tabir yerindeyse gözümüz kaldı o sehpada. Evet, boşuna dememişler aynası iştir kişinin lâfa bakılmaz diye, son olarak Nigar ve Merve Hanım’a atölyelerinin yolunun uzun ve aydınlık olmasını dileyelim ve biz de sözü bir tarafa bırakıp, sehpanın eskiden yeniye gelişinin fotolarıyla baş başa bırakalım sizi.














