"Hikayeleşen Kareler, Fotoğraflanan Cümleler"


Pazaryerleri... Hayatı, insanı seven hiç kimsenin ilgisiz kalamayacağını düşündüğüm, gün boyunca dur durak demeden cıvıldayan devasa bir yaşam alanı...
Sanki bayrammış da her yere bayraklar asılmış gibi salınan giysiler tezgâhların tepesinde. Çığlık çığlığa malını satmaya çalışan pazarcılar, sesini duyurabilmek için bağıra çağıra fiyat soranlar, eş dostla karşılaşınca alışverişi unutup tezgâh önlerinde sohbete dalanlar...


Hemen herkesin herkesle çarpışıp durduğu, gülümseyerek, özür dileyerek, bazen de kavga ederek birbirleriyle ilişkiye girdiği insanlar... Alet edevat, Çiçekler, sebzeler, meyveler, zeytin, yumurta, peynir, bal... Karnımızı doyuracak, musluğumuzu tamir edecek, üstümüze giyecek, gözümüzü okşayacak ne varsa hepsinin bir araya toplandığı, renklere, yüzlere, insan sesine ve daha birçok şeye doyduğumuz pazaryerleri...





Bir de el ayak çekildikten sonra dolaşmak var orada.Tezgâhlarda , tezgâh başlarındaki satıcılarda ve hatta müşterilerde bir yorgunluk... Bunlara bakınca insanın içini kaplayan bir hüzün. Yakıcı değil ama olgun, efendi bir hüzün... Şairin dizesi gelir o anlarda aklıma...
"Hüzün ki en çok yakışandır bize!"